Yarım Debriyaj’da bugüne kadar test etme fırsatına sahip olduğumuz en ağır başlı konuğumuz, 2013 model BMW 320d GT (Gran Turismo) incelemesiyle karşınızdayız.
Bavyeralı üreticinin 2009 Mart‘ında düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı‘nda tanıttığı 5 Serisi Gran Turismo konsepti, Christopher Weil imzalı futuristik bir tasarımdı. 5 Serisi’nin hem daha yüksek oturuş pozisyonuyla SUV sınıfına göz kırpması, hem de bagaj kapağına doğru eğimlenen tavanı sayesinde Coupé tarzı tasarımıyla kendine yine ayrı bir sınıf açmayı tercih eden BMW, bu tasarıma Progressive Activity Sedan (PAS) ismini vermişti. Konsept formundan üretime geçişi hızlı olan 5 Serisi GT, 2009 son çeyreğinde tüketiciyle buluşmuştu. Özellikle “daha büyük, daha iyi” mantalitesindeki Kuzey Amerika pazarından büyük ilgi gören modelin satışına başlanmadan önce, 2009 Eylül’ünde bir de küçük kardeş 3 Serisi’nin Gran Turismo konsepti tanıtılmıştı.
Dış Tasarım
5 Serisi ile aynı tasarım felsefesine sahip 3 Serisi GT, altyapı olarak 2011 sonunda tanıtılan 6. jenerasyon 3 Serisi yani F30-F35 platformu üzerine kurulu. 3 Serisi Station Wagon’dan bile 110mm fazla aks açıklığı, 79mm daha yüksek tavan ve 17mm daha geniş bir gövde sunan Gran Turismo modeli ebatlarıyla neredeyse sınıf atlıyor.
Ön profilden bakıldığında tahmin edilebileceği üzere 3 Serisi’ne oldukça benzeyen Gran Turismo modeli, çok keskin olmayan ve biraz daha oval bir burun, ön tampon ve alt hava girişlerine sahip. LED teknolojisiyle aydınlanan Angel-Eye gündüz farlarıyla çevrelenmiş Bi-Xenon farlara kavuşmak için 4.799 Euro‘luk Techno Plus paketine geçmek gerekiyor. Ön kısımda klasik çift parçalı ızgaranın üzerindeki dikey yapraklar “Modern” görünüm paketinde krom kaplamayla geliyorlar.
Yerden yüksekliği de artırılmış GT modelinde BMW Efficient Dynamics dış tasarım elementleri gereği geniş omuz hattı ve kapı kolları üzerinden geçen keskin çizginin uzunluğu, aracın büyüyen ebatlarını kerteriz almamızı sağlıyor. Sedan ve Station Wagon gövde tiplerinde arka yolcu camlarında yer alan kelebek camı GT modelinde C sütunun gerisine atılmış. Böylelikle arka yolculara daha geniş bir cam yüzeyiyle geniş bir görüş açısı sağlanmış. Yeri değişen kelebek camının ebatlarının da büyümesiyle birlikte aracın arka görüşünde oluşacak olası kör noktalar bir nebze olsun yok edilmiş ve arka yolcu kompartımanına giren ışık miktarı oldukça artmış.
İlk defa 3 Serisi Gran Turismo ile tanıştığımız ön lastiklerin arkasında bulunan Air Breather’lar (Hava Kanalları), lastiklerin olduğu bölüme hava birikmesini önleyerek havanın bu kanaldan geriye doğru çıkışını sağlıyor. Bu tasarım öğesini yeni 4 Serisi‘nde de görmüştük hatırlarsanız.
Aslında 3 Serisi’nde de epey büyük olan arka far grubu GT modelinde bunu bir seviye daha ileri taşıyor. Gerçekten göze çok hoş gelen kıvrımlar ve katmanların buluştuğu arka panel daha çok bir SUV modelini andırıyor. Ancak bu dolgun hatlara ve yüksek bir pozisyona sahip arka tasarım beraberinde bagaj yükleme eşiğinin biraz yukarıda kalmasına sebep oluyor. Eğilmeden erişim açısından iyi ama ağır yükleri kaldırmak gereken mesafe artıyor.
Oldukça eğimli cam büyük olması sayesinde arka görüşü çok sınırlandırmıyor. Dışarıya doğru çıkıntı yapan bagaj kapağı paneli, pasif pozisyonda bile arka kanat işlevi görürken…
…80 km/sa aşan süratlerde aktif olarak açılan rüzgarlık aracın heybetli gövdesinin arkasına biraz da olsa bastırma kuvveti uygulamaya yardımcı oluyor.
Çerçevesiz camlar da iç mekana geçmeden önce değinmemiz gereken bir dış mekan güzelliği. Çıtasız kapılar oldukça sportif bir hava katıyor. Aynı çıtasız kapıları diğer 3 Serisi modellerinde de görebilmeyi isterdik açıkçası.