2020 senesinde gelişmeye devam ederek yatırımlarını sürdüreceklerini belirten Intercity İdare Heyeti Başkanı Vural Ak, şu söylemlerde bulundu;
“Intercity olarak 2019 senesini sektörün küçülmesine karşın başarılı bir performansla kapatıyoruz. Güçlü anapara yapımız, deneyimli kadromuzun idarede ve stratejik kararlarda gösterdiği isabetli öngörülerle lüzumlu hazırlıkları zamanında yapıp, hem yabancı para türünden borcumuzu minimumda tuttuk, hem de kısmen riskli alıcılara yapılan kiralamaları yenilemeyerek daha dengeli bir portföye sahip olduk. Kredi piyasalarındaki daralmaya karşın yurtiçinden 1,5 milyar TL’yi aşkın finansman kaynağı sağlayarak başarılı bir performans sergiledik. Artık sonlarına yanaştığımız 2019 senesini toplamda 10 bin adet sıfır araç alımı ile kapatmayı tasarlıyoruz. Böylece tüm filo kiralama sektörü alımlarının dörtte birini tek başımıza yapmış olacağız.”
2019 senesi araç kiralama sektörünü de değerlendiren Ak, “Son iki senede otomotiv sektöründe ciddi bir küçülme yaşandı. Filo kiralama sektörü de iki sene evvel 400 bin adetlik bir pazar büyüklüğüne erişmişti ancak son iki yıldır süratle küçülüyor. Bu sene pazarı 40 bin adedin altında sıfır araç alımı ile toplamda da 260-270 bin araç adedi arasında kapatacağız gibi görünüyor. Geçtiğimiz sene bu adetleri öngörmüştük ve dediğimiz adetler bire bir gerçekleşti. Özetle; Intercity olarak 2019’u da başarılı geçen bir sene olarak kaydolacağız.
“Hormonlu büyüme dedik, haklı çıktık”
Her şeyin yolunda gittiğinin sanıldığı 2018 senesinin ilk 6 ayında, sektörde hormonlu gelişmeye ve çoğalan tehlikelere dikkat sürükleyen açıklamalarımız yüzünden hemen her kesimden gelen eleştiri oklarının hedefi olmuştuk. Ancak zaman bizi yeniden haklı çıkardı ve geçtiğimiz 1,5 sene içinde sektörde bir hayli negatiflikler yaşandı. 10 bin aracın üstü en fazla sekiz ya da dokuz oyuncunun olduğu bir pazarda; bir büyük işletme iflas etti, bir büyük işletme borç yapılandırmasına gitti, bir işletme ise konkordato duyuru etti; nerdeyse herkes ciddi biçimde süratle küçüldü. Yabancı işletmelerden birinin yurtdışı halka arzının ise Türkiye operasyonlarının performansı sebebiyle iptal edildiğini yurtdışı medyasından bildik. Tüm bunlar gerek alıcılar nezdinde gerekse bankalar ve kreditörler nezdinde çok ciddi bir güven yaralanmasına yol açtı. Sektörün kredibilitesi hasar gördü. Finansal yapısı güçlü ve düzgün yönetilen onca şirkete karşın, bankalar gözünde oto kiralama sektörü tehlikeli bir pazar olarak idrak edilmeye başlandı. Kimi zaman yöneticilerin ihtirasları yüzünden, kimi zaman iyi niyetten ve etik kıymetlerden uzaklaşılmasıyla bir hayli yanlış karar alındı. Yüksek kaldıraçlı borçlar ile araç parkları önce büyütüldü, sonrasında borç kapatmak için piyasa bedelinin altında 2.el satışları yapılarak o piyasaya da hasar verildi. Rehinli-ipotekli araçlar galerilere satılarak, ufak esnaf dahi mağdur edildi. Kiralık araç kullanıcısı beyaz yakalı profesyonellerin altındaki araçlar kolluk güçleri tarafından bağlandı, firmaların işleri aksadı, düzenleri bozuldu ve adeta mutsuz müşteriler topluluğu yaratıldı.
Bu dönemde Intercity her zaman olduğu gibi tüm hizmetlerini devamlı sürdürdü. 7 gün 24 saat Türkiye’nin her yerinde tam araçlarımız yollarına problemsiz devam edebildi. Her ay sıfır araç alımlarımızı ve yeni kiralamalarımızı da devamlı sürdürdük. Intercity’nin sağladığı bu güvenlik çemberi alıcılarımıza da çok büyük bir konfor alanı sundu, bu da işlerini daha faal yapmalarına dayanakçı oldu. Tüm bunların meyvelerini de şu an topladığımızı belirtmeliyiz. Şu anda başka işletmelerdeki kira sözleşmeleri biten veya daha evvel hiç bizimle çalışmamış ya da ilk kez kiralama yapacak işletmelerden gelen araç kiralama taleplerinde çok ciddi bir çoğalış mevzubahis ve biz de bu talepleri memnuniyetle yerine getiriyoruz.”
“Sektör bir üst heyet tarafından regüle edilmeli”
Tüm bu yaşananlar bir defa daha gösterdi ki; oto kiralama sektörü gerek operasyonel gerekse de finansal olarak acilen regüle edilmeli ve bir üst heyet tarafından teftiş/himayeye tabii tutulmalı. Özetle bugün geldiğimiz nokta bizim son senelerdeki söylemlerimizin ne derece doğru olduğunu gösteriyor. Yurtdışında bu işin adı “operasyonel kiralama” olarak konmuş ve zaten finansal üst heyetler tarafından sorgulanan şirketler tarafından yapılırken; Türkiye’de en büyük oyuncular finans kurumu statüsünde olmayan özel sektör firmaları diye takribî 8 milyar dolar kredi büyüklüğü olan bir sektörü tamamıyla finansal regülasyonların dışında yakalamak doğru bir yaklaşım değil.”
‘’2020 senesinde amaç 3 milyar TL yatırım ve 20 bin adet yeni araç alımı’’
2020 senesi ile beraber filo kiralama sektöründe bir kıpırdanma beklediklerini de kaydeden Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, hedeflerini şöyle söyledi:
“Önümüzdeki üç sene cari açık vermeden büyüme hedefleri tutturulursa, filo kiralama sektörünün, bu gelişmelerin çok çok üstünde olacağını geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. Bugün filo kiralama sektörü aldığı her araç değerinin kabaca yarısını ÖTV, Katma Değer Vergisi, MTV ismi altında vergi olarak anında devlete ödüyor. Yalnızca bu bile çok ciddi bir vergi kazancı yaratıyor, bu vergi geliri de gelişmeyi ayrıca tetikliyor. Filo kiralama sektörüne baktığımızda bu sene 50 bine yakın yeni araç alımı gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Bizim hedefimiz ise bunun 20 bin adetlik kısmını tek başımıza gerçekleştirerek, kurumsal alıcılarımızın yeni araç kiralama taleplerini hatasız biçimde yerine getirmek olacak. Bu da önümüzdeki yıl kabaca bu yılın iki katı bir yatırım yapacağımızı gösteriyor. Bu alımlar için gereken 3 milyar TL’den fazla yatırımın yarıdan aşırısını yurtdışından finanse edeceğiz. Bu sene zorlu finansman olanakları sebebiyle kapasitemizin yarısı araç alımı yapabildik. Ancak uzun senelerdir beraber çalıştığımız yurtdışı finans kuruluşları sayesinde yeni yarıyılda ihtiyacımız olan finansmanın çok büyük kısmını yurtdışından yapabiliyoruz. Önümüzdeki sene sektör lideri olarak gerçekleştireceğimiz büyüme ile filo kiralama sektörüne de ivme kazandıracağımızı düşünüyoruz.”
“Vergi yasasındaki yeni düzenlemeye göre filo kiralama en doğru seçim”
“Ekonomik konjonktür sebebiyle kullanıcı seçimleri aylık kiralama maliyeti ve satış maliyeti çok daha ekonomik olan araçlara kayıyor. Bu sebeple vergi kanununda farklılık öngören yasa önerisine göre araç kiralamalarında gider gösterilebilecek üst limitin 5.500 TL olarak tanımlanmasının mantıklı olduğunu ve sektörde rastgele bir kasvet yaratmayacağını düşünüyoruz. Aynı biçimde araçlarını kendi öz kaynakları ile satın alan şirketler alış bedellerinin ancak 250 bin TL’ye kadarki kısmını gider gösterebilecek. Yeni yasa ile gelecek bir öteki değişikliğie göre; satın alınan araçların bakım onarım giderlerinin yalnızca yüzde 70’i gider gösterilebilecek. Tüm bunlar dikkate alındığında satın alma yerine araç kiralamanın çok daha cazip hale gediği açıkça görülüyor. Paranın az bulunup, çok değerli olduğu böylesi güç zamanlarda araç kiralama işimizin hep çok hızlı büyüdüğünü gördük. Şu an iş dünyasının kendi işine odaklanması ve işlemleri için ihtiyaç duydukları araç parkını bu işin uzmanı filo kiralama firmalarından temin etmeleri, alabilecekleri en rasyonel karar olur. Bu hem kısıtlı öz kaynaklarını daha verimli kullanmalarına, hem de daha etkin vergi planlaması yapmalarına imkân sağlar. Bir liranın dahi çok değerli olduğu böyle zamanlarda akıllı yöneticiler her zaman araçlarını kiralama yoluna gider. Bu yüzden filo kiralama pazarına çok ciddi bir talep var.”
