Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) 2022 senesinde yapımına başlayacağı, geliştirme süreci devam eden C-SUV modelinin ön gösterim versiyonunu tanıttı. Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde gerçekleşen Yeniliğe Yolculuk Buluşmasında C-SUV modeliyle beraber bir de C- Sedan konsepti gösterildi.
Resmi kuruluşu 28 Haziran 2018’de gerçekleşen ve kuruluşundan 18 ay sonra tasarım ve mühendislik çalışmalarının geldiği noktayı gösteren ilk ön gösterim aracını ve Sedan konseptini gün ışığına çıkaran TOGG, Türk Otomotiv sanayisinin kalbi olan Marmara Bölgesi’nde kurulacak fabrikasının temelini 2020 senesinde atacak. 2030 senesine kadar ise fikri ve sınai mülkiyet hakları tamamen kendisine ait bir ortak e-platform üzerinde 5 değişik model üretecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Cumhurbaşkanlığı Bakanlar Kurulusu Aboneleri, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve TOGG İdare Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu paydaşları, İş dünyası temsilcileri ile TOGG çalışanları ve yakınlarının katıldığı 2 bin kişilik bir konuk topluluğuyla gerçekleşen buluşmanın sonunda sahneye çıkan Türkiye’nin ilk otomobilleri büyük bir heyecan ve alkışla karşılandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 2023 hedefleri içinde stratejik ehemmiyete sahip projelerden biri olarak değerlendirilen Türkiye’nin Otomobili, amaçlanan teknolojik dönüşümün de liderlerinden olacak.
Projenin hemen başında 2 ayrı özgün patenti kayda geçirerek iddiasının altını çizen TOGG, bir hayli ‘ilk’ ve ‘en’leri ile de Türkiye’de mobilite ekosisteminin akıllı cihazlar çevresinde gelişimi harekete geçirecek. Üretimi başlayacağı 2022 senesi itibariyle de Avrupa’nın klasik olmayan doğuştan elektrikli ilk SUV üreticisi olarak sanayide yerini alacak.
Yarım asırlık hayale bir adım daha yaklaştık
TOBB Başkanı ve TOGG Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, törende yaptığı konuşmada Türkiye’nin yarım asırlık hayaline bir adım daha yaklaştıklarını söyledi. Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “2017’de Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği Genel Kurulu’nda sayın Cumhurbaşkanımız bize bir çağrı yapmış ve bu işi bizim üstlenmemizi istemişti. Biz de yola çıktık ve babayiğitlerimizi bir araya getirdik. Rabbimize hamdolsunsun, verdiğimiz sözün arkasındayız. Otomotiv sektörü kabuk değiştiriyor. Ve bizim için yeni bir fırsat penceresi açılıyor. 1960’larda bu fırsatı kaçırmıştık. Devrim otomobiline sahip çıkamamış ve Türkiye’nin otomobili yapamamıştık. Bugüne kadar çok denedik, çok konuştuk ama başaramadık. Ama bu sefer Allah’ın izniyle başaracağız.”
Bir arabadan fazlasını yapıyoruz
“Niçin Türkiye’nin otomobili diyoruz biliyor musunuz?” diyen Hisarcıklıoğlu, “Zira yalnızca üretilmeyecek, markası da bizim olacak, tescili de bizim olacak, tasarımı da bizim olacak. Lisans almayacağız, lisans satacağız. Montaj yapmayacağız, montaj yaptıracağız. Başkasının tescili için çalışmayacağız, kendi tescillerimiz için yabancı mühendisleri çalıştıracağız. Allah’ın izni, halkımızın inancı, sonra Cumhurbaşkanımızın destekleriyle bu işi başaracağız. 2022’de de allahın izniyle ilk vasıtamızı hep beraber banttan indireceğiz. İşte bu yüzden, Türkiye’nin Otomobili, yalnızca yerli marka araba yapmak değildir. Türkiye’nin Otomobili bir arabadan daha fazlasıdır. Türkiye’nin Otomobili meydan okumadır. Türkiye’nin Otomobili teknolojik dönüşümdür, küresel markadır, 20 bin ilave istihdamdır, 7,5 milyar dolar daha az cari açıktır. Gayri safi ulusal hasılaya 50 milyar dolar katkıdır.”
Dönüşüm daha yeni başladı
Yeniliğe Yolculuk buluşmasında otomotivin mobilite ekosistemine mutasyonunu anlatan TOGG CEO’su M. Gürcan Karakaş da, dünyada oyunun kaidelerinin değiştiğine vurgu yaparak ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesine doğru zamanda ve doğru yerde start verildiğini söyledi. Teknoloji alanında, sosyal alanlarda ve düzenleyici kurumların kararlarında tesiri yoğun şekilde sezilen mega trendlerin otomobili konut ve işten sonra yeni bir hayat alanına dönüştürdüğünü ifade eden Karakaş, “Bu mutasyonla otomotivdeki kâr havuzları el değiştiriyor. Sektörde büyüme talep bazlı mobilite, bilgi bazlı iş modelleri, otonom ve paylaşım çözümleri gibi daha kârlı yeni işlerden gelecek” diye konuştu. Karakaş, “Dünyada elektrikli ve bağlantılı araba yarışında herkes yolun başında. Bu yarışta çevik, yaratıcı, iş birliğine açık ve kullanıcı odaklı organizasyonlar başarılı olacak. Biz de doğru zamanda doğru yerdeyiz” diye laflarına devam etti.
Üretecekleri ilk aracın bir SUV olduğunu belirten Karakaş, bunun sebebini ise şöyle anlattı:
“Dünyada ve Türkiye’de son 5 senede en süratli gelişen ve gelecek 5 senede en süratli gelişecek segment SUV. Bunun yanında Türk müşterilerin sahip olmayı en fazla istediği ancak yerli seçeneğin yok denecek kadar az olduğu bu segmentin sevilen bir marka oluşturmak için en uygun başlangıç olduğunu öğreniyoruz.”
Fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’nin
Türkiye’nin Otomobili’nin fikri ve sınai mülkiyet haklarının yüzde 100 Türkiye’ye ait olduğunu belirten M. Gürcan Karakaş, “Profesyonel bir bütünlükle, Türkiye’nin küresel markasını ortaya çıkarmak için var eforumuzla ve dünyanın en iyileriyle çalışıyoruz. Daha yola çıkarken 15 senelik yol haritamızı adım adım tasarıladık. Ortalama iş deneyimleri 10 senenin üzerinde, işinin ehli, işine adanmış, küresel deneyimi olan, ağırlıklı mühendislerden kurulu bir takım oluşturduk. Her geçen gün gelişen takımımız 114 kişiye erişti. Çevik, hızlı kararlar alabilen bir organizasyon oluşturduk ve kullanıcı odaklı bir yaklaşım özümseyerek, her faaliyetimizde pazar ve kullanıcı temennilerine kulak veriyoruz. Ülkemizin tüm deneyim ve yetkinliklerini önemsiyoruz. Varsa ülkemizdeki, ülkemizde henüz yoksa dünyadaki en iyi iş ortaklarını bulup onlarla kendi mühendislerimizin yönetiminde iş birliği yaptık, yapmaya devam ediyoruz. En önemlisi, dünyanın önemli oyuncularını araştırarak ve mukayese ederek belirlediğimiz “olmazsa olmaz başarı kriterlerinden” taviz vermeden yol alıyoruz. Yeni bir araba markasını inşa ederken aynı zamanda küresel bir marka ortaya çıkarıp dünya ile rekabete giriyoruz. Geniş ürün gamıyla, tasarımsal albenisi, teknolojik yetenekleri, endüstriyel gücü ve kültürümüzden esin alan ayrıntıları ile Türkiye’nin Otomobili’ne kavuşacağız” dedi.
Teknolojik dönüşümü gerçekleştirmek için ülkelerde uygulama platformlarına ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Karakaş “Otomobilin akıllı bir cihaza dönüşmesi sürecinde ortaya çıkacak yeni teknoloji ve yeni iş fikirlerinin uygulanabilmesi, kullanıcılara eriştirilebilmesi için bir platform haline geleceğiz. Teknolojinin doruğunda gezinen, mühendisliği ile meydan okuyan, Türkiye’nin üretim gücü ve yetkinlikleriyle ortaya çıkan ‘Türkiye’nin Otomobili’ etrafında oluşacak mobilite ekosistemimiz birçok yeni iş modellerini ve girişimleri tetikleyecek. Bunun dünyada da ses getireceğine inanıyoruz” diye konuştu.
Cep telefonundaki dönüşüm arabada da yaşanıyor
Türkiye’nin Otomobili’nin, beraberinde bir mobilite ekosisteminin oluşmasına da olanak sağlayacağını söyleyen M. Gürcan Karakaş, “Müşteri beklentileri değişiyor, cep telefonlarının akıllı telefonlara dönüşümünde yaşananlar otomobil dünyasında yineleniyor. Araba akıllı bir cihaza, yeni bir yaşam alanına dönüşüyor. Bu trendi gözeterek geliştirdiğimiz otomobilimiz bir teknoloji platformu olarak birçok sektörde yeni girişimlerin uygulama alanı olacak ve dünyaya açılmalarının önünü açacak” diye konuştu.
Karakaş, “Normal otomotiv sanayisi, yerini daha güvenli, faydalı, zaman kazandıran ve ulaşım bütünlüğü sağlayan mobilite ekosistemine bırakıyor. Klasik dünyanın büyük otomotiv firmaları dönüşmekte zorlanırken daha çevik, yaratıcı, iş birliğine açık, kullanıcı odaklı TOGG’un da içinde yer aldığı yeni girişimlerin otomotiv sanayisinin kâr havuzundan alacağı pay her geçen gün daha fazla çoğalıyor. TOGG Türkiye’de tedarik sanayiinin de dönüşerek geleceğin mobilite dünyasında varlığını sürdürmesine liderlik ederek katkıda bulunuyor” dedi.
Konuşmasında küresel bir marka oluşturma niyetlerini de ifade eden TOGG CEO’su Karakaş, tıpkı üründe olduğu gibi marka çalışmalarına da pazar araştırmasıyla başladıklarını, hedef kitleyi belirleyip müşterilerin temennilerini bilinçaltı boyutunda anlamak için ileri araştırmalar yaptıklarını anlattı. “Marka özümüzü bu doğrultuda tanımladık” diyen Karakaş, “Şu anda marka adını belirleme ve test etme evresindeyiz, önümüzdeki senenin ortasına kadar da bitireceğiz. Orijinal, güçlü, özgüvenli, dönüşen, dönüştüren, samimi ve yenilikçi bir öze sahip olması gereken marka adını tanımlarken çekici, kültürel ve evrensel dile uygun ve patent edilebilir olması önemlidir” biçiminde konuştu.
“TOGG tasarım takımının yanında tecrübeli tasarımcı Murat Günak da vardı”
TOGG’un ‘Yeniliğe Yolculuk’ buluşması sunumunun sonunda, ilk defa gün ışığına çıkan Türkiye’nin Otomobili’nin tasarım sürecini de anlatan Gürcan Karakaş, tasarım hedeflerini ve aracın teknik tanımını pazar araştırmalardan çıkan sonuçlara dayanarak 6 kişilik TOGG takımıyla gerçekleştirdiklerini belirterek “Hem başlangıçta yerli ve yabancı 18 olan tasarım evi sayısının 3’e indirilmesinde, hem nihai tasarım temasının oluşumunda hem de bu temayı 3 boyutlu hale getiren Pininfarina’nın seçimi sürecinde dünyaca namlı tasarımcımız Murat Günak’tan destek aldık. Kültürümüzden esin alarak geliştirdiğimiz ve sahibi olduğumuz orijinal tasarımımızı eylül ayında uluslararası ebatta tescil ettirdik” dedi.
M. Gürcan Karakaş laflarının sonunda, #Yeniliğeyolculuk’un aynı zamanda #YeniLige yolculuk olduğunu ve TOGG’un küresel mobilite dünyasının yeni liginde Türkiye’yi gururla temsil edecek ilk şirket olacağını vurguladı. Sözlerini“Yeniliğe yolculuğumuza eşlik ettiğiniz için teşekkür ederiz, yeni lige güzel geldiniz” diye bitirdi.