İç Mekan
En ince ayrıntısına kadar 3 Serisi’nin diğer modelleriyle aynı parçaları paylaşan ön kısımda, testimize konuk olan aracın “Modern” line paketine sahip olmasıyla birlikte, konsolu ve kapı içlerini boydan boya geçen metal görünümlü uzun bir iç dekor parçası ve kapı tutamaçlarında, ön konsolun göğüsünde ve iDrive kontrol panelinde koyu zeminli parlak kaplamalar mevcut.
Ön konsolun göğsünde, sürücüye odaklı konumlandırılmış oldukça ergonomik ve okunaklı klima-radyo kontrollerinin en üstünde iDrive sisteminin 16:9 en boy oranındaki ekranı yer alıyor. Dilenirse opsiyonel olarak navigasyona sahip daha geniş ve daha büyük Professional ekranla da satın alabiliyorsunuz.
Orta konsolda mekanik el/park freni biraz yer işgal etse de BMW önemli parçaların hiçbirini ihmal etmemiş ergonomik yerlere konumlandırmış; en dipte yer alan kayar kapağın altında 2 adet bardak tutucu gizlenmekte iken öne doğru geldiğimizde aracın motor, gaz pedalı ve vites değişim karakteristiklerini ayrıca adaptif süspansiyon alırsanız bir de şasi dinamikleri üzerinde oynamanıza izin veren Eco Pro ve Sport fonksiyon düğmeleri yer alıyor. ZF’in geliştirdiği 8 ileri tam otomatik şanzımanın kontrolünü gerçekleştiren vites kolu belki de endüstrideki en kullanışlı ve göze hoş gelen tasarımlardan bir tanesi. Vites kolunun sağında ahşap kaplamanın zeminin üzerinde yalan iDrive kontrol tuşları medya sistemini kolayca kontrol etmenizi sağlıyor.
‘Çok büyük olmamak kaydıyla’ (örneğin iPhone) telefonlara ev sahipliği yapabilecek ve AUX & USB bağlantılarına sahip bir orta konsol da işlevsel bir şekilde görevini yerine getiriyor. Daha büyük eşyalar için kapı içleri ve torpido, yönelmeniz gereken diğer adresler.
Yine bir BMW klasiği olan geniş orta bölümlü direksiyon simidi, tabiiki aracın doğası gereği sportiflikten çok konforu yansıtan bir görünüme sahip. Yeterli et kalınlığına sahip direksiyonun tutuşu ve kullanımı oldukça rahat.
Direksiyon simidi üzerinde bulunan düğme gruplarında soldaki bölümdeki eksikliği fark etmişsinizdir; bu bölümdeki eksiklik konfor ve sürüş açısından çok önemli bir özellik olan hız sabitleyici (cruise control) sisteminin test aracımızda yer almamasından kaynaklanıyor. Yine bu segment ve bu fiyat skalası içinde üzücü ve affedilemez bir eksiklik. Cruise Control’u opsiyonel olarak satın almanız gerekiyor. Bu durumu bir kenara koyduğumuzda, sol bölümde yer alan LIM tuşu sayesinde hızımızı sınırlandırabiliyoruz. Sağ bölümde, yol bilgisayarının farklı menülerine erişebileceğiniz navigasyon tuşları, ses yüksekliği ayarı ve Bluetooth bağlantısının sesli komutlarını kontrol eden tuşlar yer alıyor.
Gösterge tablosunda başka üreticilerde olduğu gibi farklılık arayışları içerisinde maceralara atılınmamış. Klasik analog göstergelere eşlik eden LCD ekran sayesinde yolculuk sırasında ihtiyacınız olan bilgileri kolaylıkla gözlemleyebiliyorsunuz.
Otomatik Start&Stop özelliğine sahip aracın bu fonksiyonu dilendiğinde devre dışı bırakılabiliyor. Eller serbest çalıştırma özelliğine sahip anahtarı herhangi bir yuvaya sokmanız gerekmezken, yalnızca araç içinde bulundurmanız yeterli. Yere sabitlenmiş gaz pedalının kullanımı rahat, fren pedalından alınan geri bildirim yüksek. Elektrikli bagaj kapağı dilendiğinde sürücü bölümündeki düğme vasıtasıyla açılabilirken, motor kaputunun açılması 2 kademeli bir mandalla gerçekleşiyor.
İç mekan işçiliği ve malzeme kalitesinde “Modern” paketi diğer Luxury ve Sport “line” paketlerinden farklı olarak iç mekanda açık renkli döşemelerin yanı sıra açık renkli kaplamalar da sunuyor. ‘Breeze’ isimli deri/kumaş kombinasyonlu açık bej rengi döşeme her ne kadar içeriye ferahlık hissi verse de çabuk kir göstereceği aşikar. Bunun dışında sentetik deri ve premium segmente yakışmayan kumaş kaplı olan kapı içleri, akıllara “biraz daha iyi olamaz mıydı?” sorusunu getiriyor. Yine de ‘Fineline’ antrasit ahşap iç kaplama opsiyonu, bu durumu biraz değiştiriyor. Tabii dilerseniz Dakota deri koltuklara da sahip olabiliyorsunuz.
Sadece yan destekleri sentetik deri kaplı olan koltukların da iç kısımları yine daha alt segmentlerde görmeye alışık olduğumuz kumaşla kaplı. Alt yan destekleri çok abartılmayan ön koltukların bu sayede uzun yolculuklarda oturumu rahat olurken, üst kısımdaki destekler devasa boyutlarda da olsa bir 3 Serisi sahibi olduğunuz için hareketli sürüşlerde sizi koltuğunuzda sabitlemeye yetiyor. İstediğiniz oturuş pozisyonunu bulmanıza yardımcı olan hareketli mekanizmalar elektrikli değil, mandallarla manuel olarak ayarlanabiliyor.
3 Serisi GT‘nin hayata geçmesinde ve BMW ‘nin böyle bir segmenti gerek görmesindeki en önemli neden ve özelliğe geliyoruz. 110mm uzayan aks açıklığı sayesinde benim bile rahatlıkla sığabildiğim arka yolcu bölümü gerçekten önemli bir tercih sebebi. Gerek aile yolcuklukları, gerek makam aracı sıfatındaki işlevlerde arka yolculara sunulan geniş diz mesafesi, Sedan’a göre nispeten yüksek olan tavan ve iç mekan Gran Turismo’yu tercih edeceklerin öncelik listesinde başı çekecek.
Arka kapıdan da biraz geriye konumlandırılmış oturuş pozisyonu sayesinde büyük arka camdan geniş bir bakış açısıyla seyahat edebilmek mümkün. Çok da küçük sayılmayacak kapı içi saklama gözü, orta kol dayanağı ve sunduğu bardak tutucularla arka yolcu bölümü konfor anlamında tam puan alıyor.
Bagaj
Elektrikli motorların desteğiyle otomatik olarak açılan ‘büyük ve ağır’ bagaj kapağı, gelişen son trend sayesinde sizi bagaj açma/kapama külfetinden kurtarıyor. Açılan kapağın ardında bizleri büyük bir bagaj alanı karşılıyor; koltuklar dik vaziyette 520lt olan hacim koltukların hepsi düz bir zemin olacak şekilde yatırıldığı taktirde 1,600 lt’lik geniş bir bagaj hacmi sunuyor.
Cam Tavan
Elektrikli Cam Tavan, 3.294 Euro‘luk bir opsiyon. Karartılmış camdan rahatsız edici yoğun güneş ışığı ve belli dalga boylarındaki UV ışınlarının geçmesi engellenmiş. İç mekanı kapalı kış günlerinde aydınlatan cam tavan, açılabilir olması sayesinde yazın güneşli günlerde ayrı bir güzellik sunacaktır.