BMW model ailesinde radikal bir karara giderek, 3 Serisi Coupe ve Cabriolet modellerini artık 4 Serisi model numaralandırması altında konumlandırması herkesin aklında soru işareti oluşturmuştu diyebiliriz. Bir yandan 3 Serisi ile bağlarını koruyan bir otomobilin olacağı konuşulurken bir yandan da M3 efsanesinin artık M4 adı altında devam edecek olması bir çok otomobil severi üzen bir haber oldu. Ancak otomobilin resmen tanıtılmasıyla bizim tarafımızda bu düşüncelerin yerini merak almıştı. Evet, 3 Serisi’yle bir çok tasarım öğesini paylaşıyordu ancak direksiyon başına geçtiğimizde bizi gerçekten etkileyebilecek miydi? Yeni BMW 4 Serisi ailesinden giriş modeli 420d’yi Borusan Oto’nun gerçekleştirdiği basın lansmanında kullanma fırsatı bulduk ve bu yazımızda izlenimlerimizi paylaşmaya çalışacağız.
Test etme fırsatı bulduğumuz 4 Serisi, Buzul Gri renge ve M Sport pakete sahip 420d modeliydi. Dış tasarımda ilk göze çarpan noktalar geniş hava girişlerine sahip M Sport tamponlar oluyor. 3 Serisi ve yavaş yavaş BMW’nin diğer otomobillerinde de görmeye alıştığımız ön ızgaralara doğru uzantılara sahip farlar ve LED gündüz farları dikkati çekerken, ön ızgaraların da 4 Serisi’nde 3 Serisi’ne göre genişlediğini ve büyüdüğünü farkediyoruz. Ayrıca burun tasarımı karşıdan bakıldığında 3 Serisi ile benzer gibi gözüksede yandan baktığınızda daha agresif bir burun tasarımına sahip olduğunu görebiliyorsunuz. Dış tasarımda 3 Serisi ve 4 Serisi’ndeki ortak tek parça ise kaput.
Arka izin genişlemesi ve arka dodiklerin de dışarı doğru bombeli olması sebebiyle araç oldukça kaslı bir görünüme sahip olmuş.Arka tasarımda bagaj kapağına dahil edilmiş olan rüzgarlık ve markaya özgü L şeklindeki 3 Serisi’ndekilere göre daha geniş stop lambaları dikkati çekiyor.
Önceki nesil 3 Serisi Coupe’ye göre boyutlarındaki değişmelere baktığımızda 26 milimetre uzamış (4.612 mm yerine 4.638 mm), 43 milimetre genişlemiş (1.782 mm yerine 1.825 mm), 16 milimetre daha alçalmış (1.378 mm yerine 1.362 mm). Aks aralığı ise 50 milimetre uzarken (2.760 mm yerine 2.810 mm), iz genişliği önde 45 milimetre, arkada 80 milimetre arttırılmış (şimdi önde 1.500 mm yerine 1.545 mm ve arkada 1.513 mm yerine 1.593 mm). Tüm bu değişmelere ek olarak önceki modelden ağırlık merkezi 10mm daha aşağı çekilerek yeni 4 Serisi’nin BMW otomobil ailesi arasındaki en düşük ağırlık merkezine sahip otomobil olması sağlanmış.
Yandan baktığımızda yeni BMW 4 Serisi Coupe’nin silüeti alçak, akıcı ve şık tavan hattı ile çerçevesiz kapıların içerisinde bulunan belirgin şekilde alçak yan camları ile vurgulanmış. Parlak siyah B sütunu oldukça şık dururken C sütununda yer alan bir BMW karakteristiği olan Hofmeister kıvrımını görüyoruz.
Bagaj kapağını kaldırdığımızda bir çok Coupe otomobili kendisine hayran bırakacak bir bagaj alanı ortaya çıkıyor. 445 litrelik bagaj hacmi 3 Serisi’nin bagaj hacminden sadece 35 litre daha ufak. Bagaj içerisinde yer alan düğmeler aracılığıyla arka koltukları kolayca katlayabiliyorsunuz.
Ön tamponlarda yer alan Air Curtain (Hava Perdeleri) adı verilen hava girişlerinden giren havanın, ön lastiklerin arkasında bulunan Air Breather’lardan (Hava Kanalları) çıkarak, hava sürtünmesini ve lastiklerin bulunduğu bölümde oluşabilecek türbülans etkisini azaltması sağlanmış.
Artık Professional Navigasyon Sistemi ile yenilenen dokunmatik yüzeye sahip olan iDrive düğmesi geliyor.İç mekana geçtiğimizde, tanıdık bir iç mekan bizi karşılıyor. 3 Serisi ile aynı ön konsol tasarımını paylaşan 4 Serisi bu noktada bizi biraz hayal kırıklığına uğrattı diyebiliriz. 3 Serisine göre biraz daha sportif bir ön konsol ile farklı gösterge paneli ve farklı direksiyon simitleri tasarımları görmeyi isterdik. Tabii ki, 3 Serisi’nde de kullanılan sade ve kullanımı kolay, ergonomik lüks ön konsol tasarımına diyecek sözümüz yok. M Sport paketi ile beraber fotoğraflarda göreceğiniz Hexagon kumaş / Alcantara deri kaplı spor koltuklar gelmekte.
Arkada ise iki kişilik koltuklara sahip olan 4 Serisi, arkada bir Coupe’den beklenmeyecek derecede oldukça geniş bir yaşam alanı sunmuş. Ancak maalesef arkaya doğru alçalan tavan yapısı nedeniyle arka tarafta baş mesafesi oldukça kısıtlı. Emniyet kemerinin hemen arkasında görebileceğiniz sistem, araca bindiğinizde emniyet kemerini size doğru itiyor. Bu sayede geride kalan B sütununa uzanıp kemeri çekmenize gerek kalmıyor.
Türkiye’de ilk etapta 1 dizel (420d) ve 2 benzinli motor seçeneği (428i, 435i) ve xDrive varyasyonları ile satışa sunulacak olan 4 Serisi’nin lansmanında bizim kullanma fırsatı bulduğumuz model 2 litrelik dizel motora sahip 420d modeliydi.
Sürüş konusunda 3 Serisi’ne göre çok daha sportif bir yapıya sahip olan BMW 4 Serisi, 10mm alçaltılmış ağırlık merkezi, daha geniş arka iz mesafesi, 4 Serisi için daha sportif olarak optimize edilmiş yaylar ve süspansiyonlar ile birleştiğinde 3 Serisi’ne göre daha keskin tepkilere sahip çok daha iyi bir yol tutuş performansı gösteriyor.
Adaptif M Süspansiyon opsiyonu satın alındığında bulunduğunuz sürüş moduna göre (Comfort, Sport vs.) süspansiyonlar da optimize edilerek, daha iyi bir yol tutuşu ya da daha konforlu süspansiyonlara sahip olabiliyorsunuz.
2 litrelik dizel motor 184 beygir güç üretirken 1750 devirde maksimum 380 Nm torka ulaşıyor. 420d’yi 7.3 saniyede 0’dan 100km/s hıza ulaştıran motor oldukça istekli bir görünüm çiziyor. Özellikle 5000 devir civarında yüksek hızlarda sahip olduğu yüksek torku sürücüsüne hissettiren 2 litrelik dizel motor, sunduğu performansın yanında yakıt ekonomisini de beraberinde getiriyor. Sert kullanımıma rağmen 10-11 litre civarında gezinen ortalama yakıt tüketiminin sakin kullanımlarda 8 litrelere kolayca inebileceğini de söylemem gerek.
3 Serisi’nde olduğu gibi ZF’nin 8 ileri otomatik şanzımanıyla (8HP) beraber gelen 4 Serisi’nde de ZF’nin 8 ileri otomatik şanzımanı, hızlı ve sorunsuz geçişleriyle beğenimizi kazanırken, standart olarak gelen direksiyon arkasındaki kulakçıklar ile manuel olarak viteslere müdahale edebiliyorsunuz.
Kişisel fikrimi ortaya koyarsam, 4 Serisi Coupe ismini tamamlayacak motor seçeneğinin en en düşük seviye olarak 428i olması gerektiği fikrindeyim. 420d’nin daha yüksek performans noktalarında fazla bekleneni veremiyor olduğunu söylemem gerek.
Sürüş pozisyonu gayet iyi olan 4 Serisi’nin elektro-mekanik direksiyonu yönlendirme konusunda başarılı bir performans çizerken, geri besleme konusunda da yeterli tepkiler veriyor.
Sürüş modlarına geçtiğimizde 3 Serisi’nde de yer alan ECO-PRO, Comfort, Sport ve Sport+ modlarının yer aldığı sürüş deneyimi kontrolü sisteminde ECO-PRO modunda iken Start-Stop sistemi aktif hale gelerek dur-kalklarda motoru durduruyor. Ancak tekrar çalışırken biraz da dizel motorun karakteristiğinden ötürü hissedilecek derecede titreşim meydana geliyor. Daha önce test ettiğim 316i’de Start-Stop’un ne zaman devreye girip aracın durduğunu ve ne zaman devreden çıkıp motorun tekrar çalıştığını hissetmiyordunuz bile. Yine ECO-PRO modunda yer alan Yelken özelliği ile 50 ila 160 km/s arasındaki hızlarda, gaz pedalından ayağınızı çektiğinizde motor güç aktarım organlarından ayrılarak, aracın kendi halinde süzülmesi sağlanıyor. Aktif hale geldiğini gösterge panelinde sabitlenen devir saatinden anlayabiliyorsunuz. Tabii diğer BMW modellerinde olduğu gibi ECO-PRO modunda, daha düşük yakıt tüketimi için ayarlanan gaz tepkileri, erken vites değişimleri gibi farklılıklar 4 Serisi’nde de bulunuyor.
5 Ekim itibari ile satışa sunulmaya başlanan BMW 4 Serisi 160 bin TL’den başlayan anahtar teslim satış fiyatı ile satılıyor. Yeni 4 Serisi’nin detaylı testini de en yakın zamanda siz değerli okuyucularımızla buluşturuyor olacağız.