2011 Haziran’ında BMW tarafından duyurulan ilk çift kişilik MINI modeli olan Coupe, ilerleyen aylarda Eylül’de düzenlenen 2011 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda resmi tanıtımını gerçekleştirmiş ve ardından ilk olarak anavatanı İngiltere’de satışa çıkmıştı. 2012 yılı itibariyle Borusan Otomotiv tarafından ülkemize de getirilmeye başlanan Coupe modellerinden Cooper S Coupe, MINI ailesinde John Cooper Works modelinden sonra performans sıralamasında 2 numarada yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde test etme imkanına kavuştuğumuz, ebatlarıyla da en minik olarak tabir edebileceğimiz MINI modeli, daha çok konfora önem veren bir dizi otomobil testinin ardından bizleri gerçekten heyecanlandırdı. Sürüşle ilgili izlenimlerimizi aktarmadan önce aracın dış mekanı ve ebatlarından başalarayak izlenimlerimizi aktarmaya başlayalım…
3734 mm genel uzunluğa sahip aracın ön ve arka saçakları (overhang) da 695 ve 572 mm’lik kısa ölçüleriyle araca son derece kompakt ve sportif bir görünüm sağlıyor. Ön ve arka saçakları olabildiğince kısa tutularak 2467 mm’lik bir aks açıklığı sunulmuş. Aracın genel yüksekliğinin standart bir MINI Hatch’den 29mm alçak olmasıyla beraber 1384 mm’lik oldukça alçak ve ağırlık merkezi yere yakın olan bir gövde tasarlanmış. 1453 mm ön tekerlek izi ve 1461 mm arka tekerlek izleri de önden arkaya doğru genişleyen izler sayesinde yola sportif otomobillerde görebileceğimiz bir karakterde oturuyor.
Benzer altyapıyı paylaştığı Roadster modelinden 13 derece daha eğik ön camın devamında, sürücü kapısının üstünden ibaret olan kısacık bir tavanın ardında gövdeye bağlanan son derece eğimli bir C sütunu, MINI Coupe’ye has görünümü sağlıyor.
Performans odaklı modellerinde yatay ızgara çıtalarına yer vermeyerek bu modellerin bir nevi ayırt edilmesini sağlayan MINI, ön görünümde alt hava kanallarını ve üst ızgaranın etrafını krom çerçeveyle kaplamış. Klasik tasarım unsurlarından biri olan, gövde rengiyle kontrast oluşturacak şekilde çift ve geniş iki çizgi aracın kaputundan arka tamponuna kadar uzanıyor. Yuvarlak formdaki ön farların içindeki optikler ve polieliptik yüzeyler dışında kalan yerler mat siyah kaplamaya sahip. En üst donanımda gelen Bi-Xenon far özelliğine sahip aracımızda, bu farların olmazsa olmaz parçalarından far yıkayıcılar, far grubunun üstünde hatta içinde yer alıyor.
Omuz hizasına kadar MINI Hatch’le aynı çizgileri paylaşan aracın arka panelinin biraz daha bombeli ve kaslı olması, alçak tavanı üzerindeki spoiler ve dar arka camı ona arkadan bakıldığında Coupé modeli olduğunun ayırt edilmesini sağlıyor. Tabi bunun yanı sıra, desenli arka difüzörun merkezinde yer alan krom kaplama çift egsoz çıkışı Cooper S modellerine has bir tasarım.
Bagaj kapağının üstüne yer alan ikinci spoiler, 80 km/sa hızlarda kendisi otomatik olarak aktif pozisyonuna gelerek araca ilave bastırma kuvveti (down-force) sağlıyor. Çalışması sırasında ruhunuzun bile duymadığı bu hareketli panel otoyolda süratlenmeye başladığınızda dikiz aynasından arkaya bir bakış attığınızda dikkatinizi çekiyor ve açık pozisyonda arka görüşü biraz kısıtlıyor.
MINI Hatch ile aynı iç mekanı paylaşan Coupe’nin de ön konsol merkezinde klasik MINI Speedometer (hız göstergesi) yer alıyor. Bu geniş yuvarlak göstergenin alt kısmında radyo bilgi ekranı ve kontrol ünitesi konumlandırılmış. Direksiyonun arkasında kalan gösterge grubunda yol bilgisayarını da içeren devir tablosu yer alıyor. Beyaz zemin üzerinde turuncu arka plan aydınlatmasına sahip göstergelerin diğer arabalara nazaran alışmamış yerleşiminde hiç bir sorun yok; büyük fontta yazılmış rakamlarla süratinizi rahat bir şekilde takip edebiliyorsunuz.
3 kollu deri kaplama direksiyonun üzerindeki düğme gruplarında radyo, telefon ve hız sabitleyici fonksiyonları kolaylıkla kontrol edilebiliyor.
MINI’nin bir çok detayında olduğu gibi yuvarlak formda bir tasarıma sahip anahtar, ön konsolda direksiyonun sol yanında bulunan yuvaya girerek üzerine basıldığında aracın elektrik kontağını açıyor. Start / Stop düğme fonksiyonuyla çalışan marş motoru, kartın yuvaya sokulması şartını arıyor. Bu sebeple aracın merkezi kilit sistemi eller serbest özelliğine sahip değil.
Performans ve dinamik sürüş odaklı bir otomobil olmasına rağmen ömrü hayatını pistlerden çok şehiriçi yollarda geçirecek olması sebebiyle müşterilerden gelecek olası talepleri karşılamak adına 6-ileri konvansiyonel otomatik şanzıman seçeneği sunulmuş. Test aracamızda da yer alan otomatik şanzıman, sürücü-araç ilişkisinin arasına biraz da olsa girse de kullanığım kolaylığından dolayı kimileri için vazgeçilmez, olmazsa olmazlardan biri. MINI’nin Steptronic ismini verdiği 6-ileri zamanlı aralıklı şanzıman dilendiğinde el ile müdahalelere de imkan veriyor. Sport modu vites yolunda bir fonksiyon olarak değil de, aracın tüm karakterini değiştiren ayrı bir mod olarak vites çubuğunun hemen önünde yer alan bir düğmeden devreye sokulabiliyor. Gaz tepkisi hassaslığında artış ve 5000 d/dk‘ları zorlayan hızlanmalar vaad eden bu sportif sürüş modu, aracın asıl kullanım amacını deneyim etmek isteyenlerin işine yarayacaktır.
Tavandaki düğme grubunda genel aydınlatma, sürücü ve yolcuya özel aydınlatma, arka spoileri manuel olarak açma/kapama ve ışık şiddet / renk ayarlarının yer aldığı metal switchler(düğme) yer alıyor. Bunlara İngilizce tabirle “switch” diyorum çünkü 90’lara kadar elektronik ve otomotiv endüstrisinde hatta akla gelen her şeyde bu tarz metal switchler kullanılıyordu, MINI’de bu geleneği devam ettirerek orta konsolda yer alan cam kontrolleri ve sis farları kontrollerine de bu şekilde düğmelerle erişim sağlamış.
İç panellerde parlak ve mat plastik, deri ve metal kaplamaların kimi yerde yuvarlak geometride kim yerde oval, eliptik formlarda kontrast renkler seçilerek tasarlandığını görüyoruz. Coupe gövde yapısının getirilerinden biri olan oldukça büyük kapılarda saklama gözü, iki adet hoparlör ve sürücü bölümünde ayna kontrolleri yer alıyor.
Deri kaplama koltukların destekleri bu eğlenceli otomobille yapılacak manevralarda sizi hem sıkı sıkıya tutacak hem de rahat ettirecek şekilde tasarlanmış. Alçak tavan yüksekliğinin beraberinde getirdiği yüzey alanı düşük cam paneller görüş açısını biraz engelliyor; 1.80 ve üzerinde boya sahip birinin yolun ilerisini görebilmesi için koltuğu en alçak pozisyona getirmesi ve koltuğunu biraz geri alması gerekebilir. Neyseki koltukların sunduğu geniş hareket alanı, koltukların arkasında kalan atıl alanın büyük ebatlardaki sürücü ve yolcular tarafından değerlendirilebiliyor. Ayrıca direksiyonun teleskopik yükseklik & derinlik ayarları ideal oturuş pozisyonunuzu elbet bulacağınız anlamına geliyor.
280 litrelik bagaj hacmine sahip Coupe gövde formunun bagaj kapağı biraz büyük ve ağır olsa da sağladığı erişim kolaylık sağlıyor. En dip köşesine bile zahmetsizce erişilebilen bagaj, 2 kişilik yolcu kapasitesi ile doğru orantılı ve haliyle yeterli. Ayrıca bagaj alanındaki asıl yer tasarrufu yedek lastiğin yerini tamir kitine bırakmasıyla sağlanmış. (Detay fotolara galeriden ulaşabilirsiniz)
1,190 kg ağırlığındaki MINI Coupe S, kaputun altında yatan BMW-PSA ortak üretimi Prince TwinPower(Twin Scroll) Turbo teknolojisine sahip 1598 cm³ hacminde 184 beygir gücündeki motoruyla, bir zamanlar Avrupa pazarını kasıp kavurmuş Fransız B segmenti araçlarında gördüğümüz güç / ağırlık / ağırlık merkezi denkleminin heyecanlandıran oranını yakalıyor.
Twin-scroll teknolojisine değinecek olursak, öncelikle isimden aldanıp çift turbo yer aldığı yanlış algısından kurtulmak gerekiyor; bu tasarımda turbonun türbin kısmı çevresindeki statorun salyangozu iki kanala ayrılıyor. Bu sayede aynı silindirden atılan gazların hep aynı kanalı izlemesi ve diğer manifold kanallarından kaçarak basınç kaybı ya da geri basınç oluşturması engelleniyor. Bu sayede özellikle düşük devirlerde daha iyi gaz tepkisi, daha yüksek verim ve daha yüksek güç üretiliyor. 1.600-5.000 dev/dk aralığında 260Nm maksimum torkunu verebilen bu cömert motor, 0-100 ve 100-180 gibi hızlanmaları çok canlı ve zevkli bir şekilde gerçeleştiriyor. 0-100 hızlanması 6.9 saniyede gerçekleşen Cooper S modelinin ara hızlanmalarda önemli bir değer olan 80-120 hızlanması 5.5 saniyede gerçekleşiyor. Orta şeritte sakin bir yolculuktan sol şeritteki hızlı trafiğe geçişi kolaylaştıran önemli bir performans değeri bu. Yakıt tüketimi konusunda pek de cimri davranmayan Cooper S Coupe, testimiz boyunca 10-11litre/100km karma tüketim gerçekleştirdi.
Önden çekişte bu kadar güce sahip ve ön merkezli ağırlık dağılımına sahip bir otomobilin olası salınımları Dinamik Denge Kontrolü (DSC), Dinamik Çekiş Kontrolü (DTC) ve arka süspansiyonların ön bölümüne bağlanmış ekstra burulma barlarıyla güvence altına alınmış. Aracın Sportif sürüş sergilemesi istendiği için oldukça sert ayardaki süspansiyonlar ülkemiz yollarında çukurlarda, tümseklerde ekstra özen ve frenleme gerektiriyor. Neyseki tatminkar frenler ve seri hızlanma bu sorunu bir nebze olsun aşmamıza yardımcı oluyor.
MINI’nin retro ve stil sahibi görünümüyle BMW‘nun TwinPower Turbo motor teknolojisinin buluştuğu bu spor otomobil, özellikle otoyollarda yüksek süratlerde ve ülkemiz ikincil yollarında çokça bulunan keskin kurp açılı virajlarda keyif alınan bir otomobil. Küçük ebatlarıyla ve hafifliğiyle şehiriçi trafiğinde de özgürlük sağlayan bu otomobilin ülkemizdeki vergi sisteminde ÖTV’nin de KDV’sinin eklenmesiyle rekabetin kızıştığı bir fiyat dilimine girmesi ise üzücü. 1.6 motorda bu eşsiz performansı verebilen MINI Coupe S’in ham fiyatı 23.250€ iken vergiler de eklenmesiyle güncel kurdaki anahtar teslim satış fiyatı 96.946 TL olarak listeleniyor.
Aklınıza takılan diğer tüm ayrıntıları MINI Türkiye resmi sitesi üzerinden incelemeyi arzu ederseniz bu bağlantıdan, test esnasında çektiğimiz tüm fotoğraflara ise buradaki fotoğraf galerisinden ulaşabilirsiniz.