Geçtiğimiz yıl Mart ayında düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı‘nda tanıtılan Cascada, Opel model ailesinin en son üyesi olarak karşımıza çıktı. Astra’ya benzer tasarımı ve boyutlarıyla ilk başta kompakt sınıf bir Cabrio izlenimi verse de, Opel tarafından D segmentinde iddialı bir aday olarak konumlandırıldı.
4,697 mm‘lik uçtan uca uzunluğa 2,695 mm aks açıklığına sahip aracın genişliği ise 1,840 mm ölçülerinde. Cascada’nın yerden yüksekliği ise kumaş tavan kapandıktan sonra 1,482 mm oluyor.
Cascada’nın dış görünümüne geçtiğimizde, üst paragrafın son cümlesinde bahsettiğimiz alçak tavan yüksekliğinin aracın yola sarılan, basık duruşunu sağlayan tasarım unsuru olduğunu söyleyerek başlayalım. Aracın aerodinamisini olumlu yönde geliştirmek için tasarlanmış oldukça eğimli ön cam, iç mekana geçildiğinde uzun boylu sürücülerin görüş açısını kısıtlaması bakımından bir dezavantaj oluşturuyor olsa da, araca kattığı sportif duruş bu durumu görmezden gelmek için yeterli bir gerekçe.
Ön kısımda Opel’in üzerinde yoğun uğraşlar verdiği, teknolojisinde öncü olduğu bir özellik olan AFL+ Bi-Xenon far sistemine ev sahipliği yapan farlar, Astra’dakilere benzer ancak biraz daha ince formda yani daha keskin bir bakışa sahip olacak şekilde tasarlanmış. Farı çevreleyen ve iç kısımlara doğru da devam eden mat siyah kaplamalar, adeta rimel sürülmüş keskin bakışlı gözleri andırıyor. Krom kaplı ön ızgara Opel’in tüm ürün gamına yayılan çift kanatlı yelpaze tasarımını paylaşıyor.
Arka kısıma geçtiğimizde, zaten oldukça geniş bir otomobil olduğunu ölçülerinden bildiğimiz Cascada, yataylamasına geniş far grubunu da içine alan bagaj kapağı aracın oldukça heybetli görünmesini sağlıyor. Ayrıca bagaj kapağının üstünde yer alan yeni Insignia’da da gördüğümüz Opel logosunun sağ ve sol kenarına açılan krom kaplı kanatların ön ızgaradaki tasarımın arka kısımdaki bütünleyicisi olduğunu gözlemliyoruz. LED teknolojisinin ışıklandırdığı far grubunun içerisinde derinliği hissettiren 3 boyutlu malzemeler kullanılmış. Kumaş kaplama açılır-kapanır tavan aksamının arka camında esnek plexiglass malzeme tercih edilmiş.
Üstü açılır otomobillerin göze en hoş görünen özelliklerinden biri olan çıtasız kapılar ve arka kelebek camı, yüksek süratli sürüşlerde biraz da olsun sizi rüzgardan koruyor. Kapı ile cam panellerin ayrıldığı hat boyunca görmeye alışık olduğumuz krom kaplama çıta, arka omuz çizgisinden bagaj kapağının üstüne geçerek aracın yolcu bölümünü çevreliyor.
Ön koltukların arasındaki bir anahtarla çalıştırılan elektro hidrolik motor sistemi, 50 km/s’e kadar olan hızlarda tavanı yalnızca 17 saniyede açıyor.
İç mekana geçtiğimizde ise yeni bir model olan Cascada’da maalesef Opel Astra’nın 2009’dan beri bildiğimiz, alışılagelmiş tasarımı bizi karşılıyor. Tabii düşük donanımlı bir Astra Hatchback modelinden çok daha farklı hissettiren ve açık bir şekilde çok daha kaliteli bir iç mekana sahip olan Cascada, hatrı sayılır miktarda para ödediğiniz bir üstü açık sport otomobile bindiğinizi size hatırlatıyor. Deri kaplamalarla kontrast oluşturan beyaz dikişlerle bezeli koltuklar, kapı içleri ve ön paneller, son zamanların vazgeçilmez modası piano black kaplamayla buluşuyor. Metal görünümlü malzemelerin havalandırma kanalları, düğmeler ve vitesin bulunduğu orta konsolu kapladığını da ekleyelim. Ayrıca üstteki görselde görülebilen metal gaz-fren pedallarının içerideki sportif-lüks kombinasyonun tamamlayıcısı olduğu görülüyor.
Opel’in yıllardır eleştirildiği bir konu olan radyo-klima kontrol panellerinin lüzumsuz karışıklığı maalesef bizi bu modelde de karşılarken, bu duruma kendi açımızdan baktığımızda bir çok otomobille haşır neşir olan bizler için çok büyük bir sorun teşkil etmiyor. Hatta otomotiv sektöründeki dokunmatik ekranların halen gelişim sürecinde olduğunu varsayarsak Opel’in bizlere sunduğu fazla tuşlar bize daha fazla işlev ve kolay erişim imkanı olarak geri dönüyor. NAVI 600 ve renkli bilgi ekranı donanımlarına sahip test aracımızda bu özelliklerin içeriğinde, 7 premium hoparlör ve fabrika çıkışlı olarak SD kart hafızasında depolanan Türkiye haritası bulunuyor. MP3 desteğini CD, USB ve AUX-in bağlantıları üzerinden sunan radyo sistemi ayrıca Bluetooth bağlantı seçeneğini de es geçmeyerek bütün bağlantı imkanlarını sunuyor. Tüm bu fonksiyonlara erişmemizi sağlayan kumandalar direksiyon üzerinde de yer alıyor.
Yüksek çözünürlükle detay fotolarımızda görebileceğiniz iç mekandaki yüksek malzeme kalitesi, Cascada’nın performans ve spor odağından uzaklaşıp agresif görünümlü lüks bir otomobil sıfatına büründüğünün kanıtlar nitelikte. Geniş bir yüzey alanında kullanılan derinin kalitesi ve dokunulduğunda verdiği his oldukça kaliteli.
Dört kişinin seyahat edebileceği Cascada’nın arka koltuğunun orta bölümünde arka yolcular için ayrılmış bardaklıklar yer alıyor. Önde oturan yolcuların arkadakilere diz mesafesi için biraz pay bırakması halinde arkada -çok büyük ebatlarda olmamak kaydıyla- rahatça oturulabiliyor. Yalnızca tavan kapandığında baş mesafesi birazcık sorun yaratabilir.
Tavan kapalı konumda bagaj içerisindeki kapağı içeri doğru ittiğinizde bagaj alanı genişleyerek 350 litrelik alan sunarken, tavanın açılabilmesi için bagaj alanını daraltan ara bölmeyi yeniden açtığınızda bagaj alanı daralarak 280 litreye düşüyor.
Testimize konuk olan Cascada’ya güç veren yeni 1.6 litrelik SIDI Turbo ECOTEC motoru 170 beygir maksimum gücün yanında Spark Ignition Direct Injection(SIDI) teknolojisinin 1650-3200 d/dk‘lar arasında sunduğu 280 Nm maksimum torkundan faydalanarak beklentileri karşılayan bir performans sunuyor. Cascada’nın her iki motor seçeneğinde de tam otomatik Active Select şanzıman sunulurken, sarsıntısız geçişleriyle konfor ağırlıklı bir seçenek olan Active Select, eski tip tork konvertörlü bir otomatik şanzıman olması sebebiyle yakıt ekonomisine maalesef katkıda bulunamıyor. 1658 kg boş ağırlığa sahip Cascada, sürücüsüyle birlikte 1700 kg ağırlığa ulaşıyor. 170 beygirlik motor, Cascada’yı 9.9 saniye’de 0’dan 100 km/s hıza ulaştırırken, test kullanımız boyunca 10,5 – 11 litre / 100 km’lik bir karma yakıt tüketimi değeri elde ettiğimizi belirtelim.
Gövdenin tekerlerler üzerinden yolla bağlantısını sağlayan iskeletinde Insigna OPC’nin Hiperstrut şasisini paylaşan Cascada’da arkada Watt’s bağlantıları kullanılarak konfor odaklı bir sürüş altyapısı hazırlanmış. Ülkemiz bozuk yol koşullarında fazla sert vurmasını beklediğimiz süspansiyonlar, Cascada’nın sportif bir yapıda değil de konforlu sürüşleri için hazırlanmış olduğunu belirtircesine, başarılı sönümlemelere sahip.
Ülkemizde satılan Cascada’ların tek donanım seçeneği olan Cosmo donanımının sunduğu zengin içerik, lüks bir cabrio’dan istenilebilecek her şeyi sunuyor. Ayrıca opsiyon listesinde farklı renkte kumaş tavan kaplaması, iç mekanda farklı deri döşeme ve koltuk tipleri, Flexride dinamik şasi, 20″e kadar büyütülebilen jant seçenekleri potansiyel müşterilerin “daha fazla” olan beklentilerini karşılamak için sunuluyor. Test aracımızda bu opsiyonlardan Park & Go Tekno Paketi’nin yer aldığını da belirtelim.
Alternatifleri zaten sınırlı olan bir segmentte, gerek iç gerek dış mekanda oldukça şık bir tasarım sunan Opel, 1.6 SIDI Turbo modeli için 106 bin TL’lik başlangıç fiyat etiketiyle de sunduklarından çok da fazlasını istemiyor. C segmenti fiyatıyla D segmenti cabriolar arasında kendine yer edinen Opel Cascada, güneşli havaların tadını bolca çıkarmak isteyenler için şık ve dikkat çekici bir otomobil.