Ağustos ayı sonunda İzmit’teki Hyundai-Assan fabrikasına üretimine başlanan yeni i20, test konuğumuz oldu. Hyundai’nin B segmentindeki temsilcisi i20, markanın tasarım felsefesi olan “Duygusal Sportiflik” mimarisine bağlı kalarak baştan aşağı yenilendi.
Test konuğumuz Hyundai i20, 1.0 T-GDI 100 bg benzinli motora, otomatik DCT şanzıman seçeneğine ve listenin en üstünde yer alan Elite Plus donanım seviyesine sahipti. Lansmandan hemen sonra aracı test için programlayan Hyundai Türkiye ekibine tekrar teşekkürler.
Hyundai i20, ilk bakışta daha önceden çizimlerden de gördüğümüz üzere yeni neslinde çok daha modern ve daha sportif bir tasarım anlayışına sahip. Hyundai’nin karakteristik ızgarasına yer verilirken yeni farlar da ızgaranın devamı şeklinde devam ediyor. Ön tampon altı difüzörü ve ızgara desenleri gibi detaylar de sportif görünümüne katkıda bulunuyor. LED gündüz farları olarak farların içerisinde kama şeklinde bir ışık imzası kullanılmış. Farlar full LED teknolojisiyle güçlendirilmiş, aydınlatma anlamında gayet yeterli.
Profilden bakıldığında aracın ön çamurluklarından arka çamurluğun üzerine kadar devam eden omuz çizgisi dikkati çekiyor. Bu çizginin yanı sıra kapıların alt bölümündeki çizgiler de dinamik görüntüsüne katkıda bulunmuş. Elite Plus donanım paketi ile birlikte gelen 17 jantlar da Hyundai i20 ailesinde ilk defa sunulan bir ebat. Jantların tasarımını başarılı buldum.
Gelelim yeni i20’nin gören herkes tarafından eleştirilen bölümü olan arka tasarımına…
Z şeklindeki stoplar i20’nin imzası olarak gece göze çarparken, stoplar ortada bir reflektör ile bagaj kapağı üzerinde birbirine tasarımsal olarak bağlanmış. Reflektörün üzerinde yer alan bagaj kapağı camının devamı piano black tercih edilerek şık bir görünüm sunmuş. Arka tamponun altında yer alan yine sportif difüzör kısmı da piano black renk tercihi ile uyum sağlanmış.
Benim görüşüme gelirsek başta garipsemiştim ancak sonradan gözünüz alışıyor. Ama ön yüz ve profildeki başarılı tasarımsal çizgilerine pek uyum sağladığını söyleyemeyeceğim. Özellikle stopların alt uçlarının aşağı doğru bakması yerine bagaj çizgisi ile paralel olmasını yeğlerdim.
Önceki nesline göre 25 litre artarak 351 litreye ulaşan bagaj hacmi sunan yeni Hyundai i20’de bagajı ilk açtığınızda ufak gibi dursa da, bagaj rafını kaldırdığınızda altında da ciddi bir alanın yer aldığını görüyorsunuz. Dilerseniz bu parçayı koymadan daha derin bir bagaj şeklinde kullanabilmek de mümkün. Koltuklar katlandığında bagaj hacmi 1165 litreye ulaşıyor.
İç mekana geçtiğimizde artık dijitalleşen çağda tüm otomobillerde giderek görmeye başladığımız ekran şeklindeki gösterge panelinden ve büyükçe bir multimedya ekranından i20 de nasibini almış. Elite Plus donanım paketi ile birlikte gelen 10.25 inçlik dijital gösterge ekranı ve yine 10.25 inçlik dokunmatik ekranlı navigasyon sistemi hem çözünürlükleri hem de tasarımlarıyla göz dolduruyor. Gösterge panelinde sürüş modunuza göre Eco, Comfort ve Sport modlarında farklı temalar seçilebilirken dilerseniz sürüş moduna bağlı kalmadan istediğiniz temayı da seçebiliyorsunuz.
10.25 inçlik kapasitif dokunmatik multimedya ekranı Apple Car Play ve Android Auto desteğine sahip. 10.25 inç ekran ile birlikte henüz kablosuz Car Play ya da Android Auto desteği yok ancak 2021’in ilk yarısından itibaren olacağı belirtiliyor. Servislerde yapılabilen bir güncelleme mi yoksa o zamandan sonra satılan araçlarda mı olacağının bilgisini aldığımda buraya ekleyeceğim. 8 inç multimedya ekranında ise bu özelliğe sahip olduğu belirtiliyor. Style Plus donanıma sahip 48V hafif hibrit versiyonunu teste aldığımda ona da bakacağım. Ekranın altındaki tuşların dokunmatik olması yerine fiziksel tuş olmasını tercih ederdim. En azından ses açma kısma tekerleği korunmuş.
Ekranın hemen altında havalandırma ızgaralarına yer verilmiş. Izgara çizgileri torpidonun üzerinde de devam ettirilerek kapılardaki çizgilerle bir bütünlük oluşturulmaya çalışılmış. Tasarım olarak torpidonun alt kısımlarının açık renkli olması aracın içine ferah bir hava katmış.
Style Plus donanımından itibaren sunulan kablosuz şarj alanı vites topuzunun hemen önündeki bölmede yer alıyor. Burada yine çakmaklık ve 2 adet USB girişi yer alıyor. Canlı görmeden önce vites topuzunu fotoğraflarda büyük olduğunu düşünsem de aracı kullandığımda vites topuzunu şeklen beğendiğimi ve abartı bir büyüklükte olmadığını söyleyebilirim.
Ön konsolda önceki nesle göre diğer bir dikkat çeken konu da, malzeme kalitesi konusunda geriye gidiş olduğunu gözlemledik. Önceki nesilde konsolda yumuşak plastik yer yer kullanılırken, yeni Hyundai i20’de tamamen sert plastik malzeme kullanılmış. İç mekandaki tek yumuşak malzeme kullanılan yer kapı kollarındaki bölüm diyebilirim. Tasarımsal olarak şık dursa da malzeme anlamında beklentimin altında kaldığını söyleyebilirim.
Önceki neslinde açılabilir panoramik cam tavan tercih edilirken yeni i20’de hem kilo anlamında hafiflemek hem de maliyeti düşürmek için sunroof’a geçilmiş. Doğal olarak önceki nesline sahip kullanıcılardan duyduğumuz ilk eleştiri de genelde bu yönde oldu.
Yeni i20’de yer verilen Bose ses sistemi de diğer çarpıcı özelliklerden biri. Dijital ses işlemcisine sahip dahili amfi sistemi, 8 hoparlör ile birlikte sunuluyor. Ön merkez ve arka subwoofer ile birlikte araçtaki tüm yolculara hitap eden bu akustik düzen, daha kaliteli bir müzik dinlenmesine olanak sağlıyor.
Bunun dışında, Hyundai Smart Sense aktif güvenlik özellikleri de i20’de yerini alıyor. Ön çarpışma önleme yardımcısı ve şerit takip asistanı gibi sürüşe aktif müdahale eden sistemlerin yanında, sürücü yorgunluk uyarısı, uzun far asistanı gibi destek sistemleri de güvenlik adına sunulan donanımlar. Trafik ışıklarında durulduğunda öndeki aracın hareketini uyaran sistem, trafiğin aksamasını da engelliyor. Ayrıca, arka yolcu/eşya uyarısı ise segmentte ilk defa sunuluyor. Arka koltukta telaşla unutulan eşya yada evcil hayvanlar sürücüsüne sesli olarak hatırlatılıyor. Böylelikle, olası hırsızlık gibi talihsizliklerin veya benzeri üzücü olayların yaşanması da önlenmiş oluyor.
Arka bölümde yeterli diz ve baş mesafesi sunuyor. Havalandırmanın yer almadığı orta bölümde, arkada oturanların telefonunu şarj edebilmesi için bir adet USB girişine yer verilmiş.
Test konuğumuz olan Hyundai i20, 1.0 T-GDI turbo benzinli motor seçeneğine sahipti. Önceki neslinde 120 bg güce sahip versiyonunu kullandığım bu motor, yeni neslinde 100 bg olarak yer verilmiş. 120 bg’lik versiyonun daha sonra eklenecek olan N-Line versiyonu ile geleceği belirtiliyor. Maksimum torkunu 1500 d/d’den itibaren 172 Nm olarak sunan bu motor, 7 ileri çift kavramalı otomatik DCT şanzıman ile eşleştirilmiş. 1165 kg’lık bir boş ağırlığa sahip yeni Hyundai i20 1.0 T-GDI, 0’dan 100 km/s’e hızlanmasını 11.4 saniyede gerçekleştiriyor.
İster istemez önceki neslindeki 120 bg’lik motor ile kıyas edince onun kadar atik olmasa da, yeni i20 şehir içi ve şehirler arası kullanım için yeterli performansı sunuyor. Tüketim anlamında da testimiz boyunca karma tüketim olarak 6.5 lt/100 km’lik bir yakıt tüketimi ile dolaştık.
17 jantlarla birlikte gelen 45 yanaklı lastikler konfordan ödün vereceğinizi en baştan belirtse de rahatsız edici bulmadım. Önde bağımsız MacPherson arkada ise torsiyon çubuklu süspansiyon sistemine yer verilmiş.
Toparlayacak olursam, yeni tasarımıyla hitap ettiği yaş kitlesini daha da aşağıya çeken Hyundai i20 çizgileriyle ben buradayım diyor ve özellikle kendine baktırıyor. Son teknolojilere de ayak uyduran Hyundai i20, B segmentinde rekabette yeni nesliyle çok daha iddialı gözüküyor.