Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile 30 Ağustos 2020 tarihinde yürürlüğe giren otomotive yönelik ÖTV matrah ve oran düzenlemesinin tüm sektörümüze hayırlı olmasını dileriz.
En son 2018 Eylül’ünde belirlenen ÖTV matrahlarının yeniden düzenlenmesi gerekliliğini uzun süredir yaptığımız temaslarda dile getiriyor ve matrahların yükseltilmesi gerekliliğinin elzem olduğunun altını çiziyorduk. İlk matrah dilimi olan 70.000 TL’lik matrah bedelinin %21 artışla 85.000 TL’ye, ikinci dilim olan 120.000 TL’lik bedelin %8’lik artışla 130.000 TL’ye çıkarılmasının sektörümüzde satışlara nispi olarak olumlu etki edeceğini düşünüyoruz.
Bunun yanında düzenleme ile 130.000 TL’lik matrahın üzerinde kalan araçlara yönelik ÖTV oranının %60’dan %80’e yükseltilmesinin ise araç fiyatları üzerinde ciddi miktarda bir artışa neden olacağı endişesini taşıyoruz.
Bu durumda; Türkiye’de satılan her 10 aracın 6 tanesinin ithal modeller olması ve ortalama fiyatların 130.000 TL’nin üzerinde seyretmesi nedeniyle araç fiyatlarının daha da ulaşılması zor seviyelere çıkmasına neden olacağını düşünüyoruz.
Tüketicinin, yükselme eğilimindeki kredi faizlerinin üzerine bir de ÖTV düzenlemesi (%60-80) ile araçlara ulaşım maliyetlerinin artması, talepte önemli bir azalma yönünde potansiyel taşımaktadır. Gerek pandemi etkisi ile gerekse de faizlerin yükselmesi ile hem yetkili satıcılara hem de markalara planlama ve stoklama açısından ciddi ek yükler de getirecektir.
Ayrıca, kararnamenin ayın son gününde açıklanmış olması ve hemen yürürlüğe girmesi nedeniyle, ay içerisinde satışı gerçekleştirilmiş ve tüketici ile anlaşması sağlanan araçlarda önemli bir sorun yaratacağını düşünüyoruz. Bu uygulamanın 1 Eylül 2020 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesinin bu sakıncayı ortadan kaldıracağına inanıyoruz.
ÖTV matrah düzenlemesinin yaratacağı olumlu etki ile ÖTV oranlarındaki artışın yaratacağı olumsuz etki birlikte değerlendirildiğinde sektörümüzü kısa ve orta vadede daraltacak bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Bu düzenlemenin ikinci el piyasasındaki fiyat istikrarsızlığına da olumsuz katkı sağlayacak bir gelişme olmasından endişe duyuyoruz.