Birbiri ardına tanıtılan yeni modellerin ardından B segmenti sedan pazarı 2013 yılında kıyasıya rekabetin yaşandığı, otomotiv sektörünün gelişen pazarlar için koyduğu hedefler doğrultusunda yeni bir büyüme alanı olarak karşımıza çıkmıştı. Bu alandaki rekabetin içerisinde kendisini Skoda ve Seat markalarıyla bulan Volkswagen Grubu, fiyat olarak rakiplerinden biraz daha yüksek bir konumu tercih etse de sunduğu özelliklerle bu isteklerindeki haklılıklarını ortaya koyuyor.
Rapid’in ülkemize gelişiyle birlikte geçtiğimiz yıl Haziran ayında test ettiğimiz Rapid 1.6 TDI 105 beygir 5 ileri düz vitesli versiyonun detaylı test&inceleme yazısını daha önce yayınlamıştık. 2013 yılının son çeyreğinde üretim bantlarında yapılan ufak revizyonlarla ve donanım-motor eşleşmelerinde gidilen güncellemelerle kardeş modeller Skoda Rapid ve Seat Toledo‘da ufak iyileştirmelere gidildi. Biz de bu “güncellenmiş” modeli yeni eklenen 1.6 TDI 90 beygir 7-ileri DSG şanzımanlı versiyonuyla bir kez daha test ettik.
Dış tasarımda Çek üreticinin en çok sattığı ve önem verdiği model olan Octavia‘nın en son neslinden izler taşıyan keskin çizgilerin imzası Skoda’nın tasarım şefi Jozef Kabaň‘a ait. Dikkatsiz gözler tarafından önden ve yan profillerden bakıldığında da ağabeyi Octavia ile büyük benzerlik gösteren Rapid, arka kısımda daha oval hatlara sahip far grubuyla ayrılıyor. Önceki test ettiğimiz modelden dış mekan konusunda neredeyse hiç bir farkı bulunmayan test aracımızın rengi de yine oldukça popüler olan opak Şeker Beyazı renkte.
İç mekana geçtiğimizde asıl büyük değişiklikler bizi karşılıyor; 2013 yılı Ağustos ayından itibaren üretilen modellerde 3 kollu direksiyon simidi ve direksiyon simidi üzerindeki kollarda ve radyo sisteminin çerçevesinde piano black şeklinde isimlendirilen parlak siyah kaplamaya geçilmiş. İçerideki Volkswagen Grubu havasına bir tık daha şıklık katılmış. Tıpkı dış mekanda olduğu gibi ciddi ve sade çizgilere sahip olan iç mekanda kullanımı oldukça kolay radyo ve klima kontrol üniteleri bir VW klasiği olarak yerlerini alıyorlar. Havalandırma kanallarını ve kabindeki düğmeleri çevreleyen metal görünümlü kaplamalar, iç mekanda kimi yerde denk gelinen sert plastik kaplamayı telafi ediyorlar.
VW Grubu’nun klasik tasarımına sahip okunaklı göstergelerin ortasında MaxiDOT olmayan ancak yine de bir çok bilgi arayüzüne ev sahipliği yapan yol bilgisayarı yer alıyor. Elegance donanımında bu ekran üzerinden lastik basınçları da anlık olarak görüntülenebiliyor.
Daha önce test ettiğimiz modelde 4 kollu olan diresiyon tasarımı yerini yeni 3 kollu tasarıma bırakmış. Sol ve sağ kollara eklenen fonksiyon tuşlarında yol bilgisayarı ve radyo kontrolleri yer alıyor. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz piano black kaplama detayları direksiyona da eklenmiş.
Güncellenmemiş önceki modelde hayret verici bir şekilde arka camlar elektrikli olduğu halde kontrolleri sürücü kapısında yer almıyordu, bu ilginç eksiklik de nihayetinde giderilmiş. Metal ve ince tasarımlı kapı açma kolunun içeriye kattığı bir üst segment havası korunmaya devam ediyor.
Direksiyonun arkasındaki sol kolda farların kısa-uzun hüzme ayarlarının yani sıra hız sabitleyici özelliğinin kontrol düğmeleri yer alıyor. Sağ kolda silecek ayarları bulunurken, Notchback gövde yapısındaki Rapid’in standart donanımında arka cam sileceği yer aldığını da belirtelim (Seat Toledo’da bu özellik opsiyon listesinde yer alıyor).
Testimize konuk olan Rapid’te yeni sunulmaya başlanan 7 ileri DSG şanzımanın vites kolu Skoda’ya has tasarıma sahip. Volkswagen ve Seat’in de kendine has tasarımları olup, Seat halen en eski DSG vites kolunu kullanmaya devam ediyor. Bu açıdan Skoda’nın kullandığı DSG vites kolunun daha şık göründüğünü söylemek gerek. Vites kolunun arkasında yer alan derin gözde iki bardaklık ve telefon gibi nesnelere ev sahipliği yapabilecek bir yer bulunuyor.
Bir B segmenti sedan modeli olarak şaşırtıcı derecede iyi diz ve baş mesafeleri sunan Rapid, C segmenti modellerine geçemeyen ya da kimi C segmenti modellerin bagaj ve arka yolcu bölümünü küçük bulanların imdadına yetişiyor.
Koltuklar dik vaziyette 550lt’lik hacim sunan bagajda ayrıca kullanışlı askılıklar ve kayması muhtemel objeleri tutacak bir file düzeneği yer alıyor. Bu arada hazır üstteki görselde rahatlıkla görülüyorken, arka park sensörü sisteminin 3 sensörle çalıştığını da belirtelim. 4 değil de 3 sensör tercih edilmesinin sistemin işleyişine herhangi bir kötü etkisi bulunmuyor, hatta park sensörü özelliği radyo sisteminin ekranından görsel olarak da gösteriliyor.
Elegance donanımında standart olarak sunulan 215/45 R16 ölçülerindeki Bridgestone Potenza marka lastiklerin şık duran büyük çaplı alaşım jantlara rağmen yeterli yanak payını sunması, Rapid’in hafif gövdesi ve düzgün aerodinamisi sayesinde orta sertlikten yumuşağa doğru ayarlanmış süspansiyonlarıyla konforlu bir sürüş karakteristiği çiziyor. Hazır lastiklere değinmişken, arka lastiklerde kampana kullanımı halen düşük donanımlarda mevcudiyetini sürdürse de Elegance donanımında böyle bir eksiklik söz konusu değil.
Testimize konuk olan modelin kaputunun altında yer alan ve otomobillerle biraz olsun ilgili herkesin yakından tanıdığı 1.6 litrelik TDI ünite, 7-ileri DSG şanzımana -muhtemelen- fazla yük binmemesi için ve yakıt ekonomisi de gözetilerek 90 beygir güç çıkışı ve 1500-2500 d/dk bandında 230 Nm maksimum tork verecek şekilde ayarlanmış. Bilindiği üzere 1.6 TDI bir üst seçeneğinde, 105 beygir maksimum güç ve 250 Nm maksimum tork verebiliyor. Rapid’in Polo’dan aldığı platform ve büyüyen ebatlarına rağmen kabinde ve başka bir çok yerde kullanılan hafif ve sert plastiğin yardımıyla 1.285 kg‘lık ağırlıkta kalarak bu motor eşleşmesiyle çevik bir araç haline gelmiş. Tabiiki 1.4 TSI DSG versiyonun daha hızlı olduğu aşikar olan aracın düşük tüketimiyle öne çıkan TDI motoruyla bu çevikliği sağlaması artı hanesine yazılacak bir sürüş özelliği.
Test süresince Rapid’i İstanbul trafiği ve otoyolda yüksek süratler gibi günlük sakin sürüşün dışında uç noktalarda kullanmamıza rağmen 100 kilometrede ortalama 5.7 litre yakıt tüketimi değerine ulaştık. Sürücü dahil 4 yetişkin ile uzun yol deneyimlerimizde 120km/s sabit hızla 5.0 litre / 100 km ortalama değere ulaşırken, otoyolda 160-170 km/s hızlarla ve neredeyse sürekli dip gaz giderken ortalamamız 100 km’de 6 litreyi aşmadı. Tüm kullanımımız boyunca bir depo yakıtla 820 km yol yaptık diyebilirim. Yaz aylarında, gaz pedalına nazik davranılarak yapılacak bir uzun mesafe yolculuğunda rahatlıkla daha düşük tüketim değerleri ve 1000km menzil tutturulabilir. Ayrıca otoyolda son hız olarak 198 km/s’yi gördüğümüzü de ekleyelim.
Skoda Rapid’in belki de sürüş konusundaki tek eksi noktası, maalesef oldukça hissiz ve yönlendirme konusunda çok da başarılı olmayan bir direksiyona sahip olması. Özellikle aracın limitlerini zorladığınızda yapay bir direksiyon tepkisiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ancak 4 kollu direksiyona göre çapı daralan yeni 3 kollu direksiyon, park manevralarında önceki direksiyona göre çok daha başarılı.
Sedan görünümünün gizli unsuru olan Notchback gövde formunu 550 litrelik bagaj hacmine ve rahat yolcu kompartımanına yansıtan Rapid, testimize konuk olan Elegance donanımında sunduğu bir çok konfora yönelik özelliğiyle bir üst segmente geçmeyi gereksiz kılacak kadar başarılı. Rakiplerine nazaran yüksek kalan fiyatı, sunduğu özellikler, iç mekanda VW Grubu havası ve 1.6 TDI motorun başarısı göz önüne alındığında bir kez daha değerlendirilmeli. 1.6 TDI 90bg DSG motor-şanzıman eşleşmesi ve Elegance donanım paketiyle 58.900 TL kampanyalı anahtar teslim fiyat etiketine sahip olan Rapid, B segmenti platotformunda geliyor diye yabana atılacak cinsten bir otomobil değil. Geniş hacim, yeter düzeyde konfor ve yakıt ekonomisi arayan ailelere tavsiye olunur.